‘Türkiye koyun ülkesi mi yoksa sığır ülkesi mi?’
Uzmanlar, tarım ekonomisi politikalarının hayvancılığa olumsuz etkileri nedeniyle et fiyatlarının kontrolsüz bir şekilde arttığını belirtiyor. En önemli aksaklıklar mera alanlarının kaybı, kırsal nüfusun azalması ve hayvancılığın büyükbaş hayvancılığa ağırlık vermesidir. Ekonomi yazarı Ali Ekber Yıldırım, Anadolu’nun buğdayın ilk evcilleştirildiği toprak olduğunu ancak tarih boyunca hayvancılığın da önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Koyunculuk konusunda Osmanlı’dan bu yana çok değerli çalışmaların yapıldığını vurgulayan Yıldırım, hayvan üreticilerinin ülke gerçekleriyle örtüşmeyen politikaların yükü altına girdiğini, vatandaşların et yiyemediklerini söyledi. yüksek fiyat.
“Türkiye koyun ülkesi mi yoksa sığır ülkesi mi?” Ali Ekber Yıldırım’ın hayvancılık politikalarını değerlendirdiği Yazının ilgili kısmı şöyle:
“Tarım bakanlarının hepsi birden Türkiye’nin iklim, yağış, mera varlığı ve ot verimi bakımından büyükbaş hayvancılığa uygun olmadığını, küçükbaş hayvancılığa daha uygun olduğunu söylüyorlar. Ama uygulanan politikalar hep büyükbaş hayvancılık için. bakanlar ve uygulamaları birbiriyle örtüşüyor, tutmuyor.
Koyun eti ucuz mu?
Günümüzde koyun/kuzu eti yerine küçükbaş hayvancılık yeniden ön plana çıkmıştır. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin koyun etinin daha ucuz olduğunu ancak kokulu olduğu için tüketici tarafından tercih edilmediğini öne sürmesi koyunculuğu gündeme getirdi.
Türkiye’de bakanlar tıpkı bir diyetisyen gibi tüketiciye sürekli tekliflerde bulunuyor. Eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli kırmızı et fiyatlarındaki artışı durduramayınca et yerine ot yemeyi önerdi. Selefi Ahmet Eşref Fakıbaba ‘porsiyonları azaltın’ dedi.
Enflasyon konusunda iyimser konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, koyun/kuzu etinin ucuz olduğunu düşünüyor. Damak zevkinizin değişmesi gerektiğini söylüyor. Kuzu etinin fiyatının kilo başına 40-50 lira daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Ayrıca tüketici eti koktuğu için değil, değerli olduğu için satın alamıyor. Maliyetler yüksek olduğu için üretici de para kazanamayacağını söylüyor.
Kişi başı küçükbaş et tüketimi 1,5 kilo
Dünyadaki et üretiminin %4’ü koyunlardan elde edilmektedir. En değerli üretici ülkeler Çin, Hindistan, Avustralya ve Yeni Zelanda’dır. Avustralya ve Yeni Zelanda, kuzu eti ihracatının yüzde 80’ini oluşturuyor. Türkiye’nin koyun varlığı 2021’de 45 milyon 177 bin baş iken 2022’de 44 milyon 688 bin baş oldu. Koyunculuk açısından Van, Konya ve Şanlıurfa en büyük üç il.
Türkiye’de kişi başı küçükbaş et tüketimi 1,5 kilogram düzeyinde. 2022 yılında kesilen koyun ve keçi sayısı 17 milyon civarındadır. Et üretimi ise 481 bin ton olup, bunun 386 bin tonu küçükbaş/kuzu etidir.
Türkiye zaman zaman Yeni Zelanda, Avustralya, İspanya ve Hollanda’dan koyun ithal etmektedir. Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman’a ihracat.
Koyun eti gerçekten kokar mı? Koyun yetiştiricisi olan ve yakın zamana kadar Gaziantep Koyun Keçi Derneği Başkanlığı yapan Osman Türkman, bazı ırklarda koku oluşabileceğini ancak koyun ve kuzu etinin büyükbaş ete göre daha sağlıklı olduğunu ve bunun beslenmeden kaynaklandığını söylüyor. koyunların
Üretim düştükçe fiyat artıyor
Osman Türkman’a göre Gaziantep, Şanlıurfa ve Adana gibi kebaplarıyla ünlü illerde daha çok küçükbaş et işleniyor. Bu illerde, yani Doğu ve Güneydoğu’da daha çok koyun kesilmektedir. Batıda kuzu kesilir.
Üretim azaldığı için fiyat artıyor. Uygulanan yanlış politikalar sonucunda 2021 ve 2022 yıllarında süt inekleri ve ana koyunlar katledildi. Gaziantep’te bir yılda 338 bin baş damızlık koyun 278 bin başa düştü. Bu anaç koyunların doğuracağı kuzulara bakıldığında 120 bin baş azalma var. Et fiyatları da artıyor.
Ülke genelinde et tüketimi yüzde 50-60 oranında azalıyorsa ve kırmızı etin fiyatı yükselmeye devam ediyorsa bu durum hayvan varlığının yeterli olmadığını ve üretimin yetersiz kaldığını gösteriyor.
Özetle Türkiye hayvancılıkta çok değerli sorunlarla karşı karşıyadır. Alım gücünün düşmesi nedeniyle tüketici et satın alamıyor. Talep yarı yarıya düşmesine rağmen fiyatlar düşürülemiyor. Ülke gerçeklerine uygun bir hayvancılık politikası uygulamadan bu baskıdan kurtulmak mümkün görünmüyor.” (HABER MERKEZİ)